ALEVİLİKTE ALLAH İNANCI NASILDIR VE YARATILIŞA BAKIŞ NEDİR?


ALEVİLİKTE ALLAH İNANCI NASILDIR VE YARATILIŞA BAKIŞ NEDİR?

İslam’a göre Allah varken, başka hiçbir şey yoktu ve Allah, yarattıklarından hiçbirine benzemez. Batıni öğretide ise Allah ve yarattıklarının tümü bir varlık olarak kabul edilir. Vücud Birliği (Vahdeti Vücud) yaratanla yaratılanın aynı olduğu görüşüdür. İslam ile taban tabana zıt olan bu görüş Batıni öğretinin temel esasıdır.
İslam içinde kendisini “Tasavvuf” adıyla gizleyip, var olan ve günümüze kadar süregelen Batıni ekol de bunu esas alır. Müslümanlara göre ise bu görüş İslam’dan “sapma” olarak kabul edilir.
Vahdeti vücud anlayışını benimseyip de İslam toplumu içinde kendisini dıştan İslami bir kılıfla gizleyerek var eden tüm inanç topluluklarına, Müslümanlar “sapkınlar” nitelemesinde bulunmuştur. Yani bunların İslam’dan sapmış oldukları düşünülmüştür. Oysa ki bunlar İslam’la ilgisi olmayan kadim bir öğretiyi benimseyen, ancak koşullar nedeniyle kendilerini İslami bir ambalaj içinde muhafaza etmek zorunda kalan topluluklardı.
İslam dinine göre evren yoktan yaratılmıştır ve gelip geçicidir. Esas olan “öteki dünya”dır. (Ahiret). İslam’a göre evreni yaratan, yoktan var eden Allah ise kalıcıdır. Evren ile Allah arasında öz bakımından ayrılık vardır.
Batıni öğreti bu görüşü benimsemez. Batınilere göre kalıcı (ezeli ve ebedi) olan Tanrı tarafından "yaratılmış" ne varsa onunla eş niteliktedir. Çünkü yaratılan, yaratanın bütün özelliklerini yansıtır. Yaratılan, yaratanın görüş alanına çıkmasından, kendisini görünür hale getirmesinden başka bir şey olmadığı için, ikisi arasında öz ayrılığı yoktur. Öyleyse yaratılanla, yaratan eş varlık düzeyindedir, birbirinin iki ayrı görünüş türüdür. Yani aslında yaratma yok, var olma, kendini farklı şekillerde gösterme vardır. Varlık birdir, görüntü çeşitlidir. Yaratılan evren, yaratan Tanrı’da vardır (vahdeti vücud). Yaratılma olayı Allah'ın özünden gelen, dışa vuran bir fışkırmadır (Südur); yoktan var ediş değildir.
Nitelikleri ve içerdiği düşünceler bakımından Vahdeti Vücud anlayışı İslam’ın şeriat ilkelerine karşıttır, onlarla bağdaşamaz. Çünkü İslam dininin temel ilkesi evrenin yoktan, Allah tarafından yaratıldığı inancına dayanır. İslam’a göre evren ve Allah (Yaratılanla, Yaratan) arasında öz değil, görünüş bakımından bile en küçük bir benzerlik, yakınlık bulunmamaktadır. İslam’a göre Allah, insanın düşüncesinin, aklının sınırlarını aşan bir yüce varlıktır; O, insanın düşünebildiklerinin hiçbirine benzemez, eşi ve benzeri yoktur. Bu nedenle İslam, Allah ile evreni bir sayan Vahdeti Vücud anlayışını reddeder.
Vahdeti Vücud düşüncesi günümüzde Alevilik diye adlandırılan ekolün de içinde yer aldığı Batıni doktrinlerin temel anlayışıdır.
En temel konuda (Tanrı-evren-insan ilişkisi) dahi İslam’la taban tabana zıt olan Aleviliğin, "İslam’ın özü, bir yorumu, kolu, dalı, mezhebi vb." olduğu yönündeki iddialar, akla, mantığa, bilime aykırıdır. Aleviliğin İslamla özdeşleştirilmesi, hem Aleviliğin kendi öğretisine hem de İslam'a da aykırıdır.
İslam dinine göre Allah; varlığı ezeli ve ebedi olan, eşi, ortağı ve benzeri bulunmayan yaratıcıdır. İslam’a göre Allah varken, başka hiçbir şey yoktu ve Allah, yarattıklarından hiçbirine benzemez.
İslam’a göre evreni yaratan, yoktan var eden Allah ise kalıcıdır. Evren ile Allah arasında öz bakımından ayrılık vardır.
Batıni öğreti bu görüşü benimsemez. Batınilere göre kalıcı (ezeli ve ebedi) olan Tanrı tarafından yaratılmış ne varsa onunla eş niteliktedir. Çünkü yaratılan, yaratanın bütün özelliklerini yansıtır. Yaratılan, yaratanın görüş alanına çıkmasından, kendisini görünür hale getirmesinden başka bir şey olmadığı için, ikisi arasında öz ayrılığı yoktur. Öyleyse yaratılanla, yaratan eş varlık düzeyindedir, birbirinin iki ayrı görünüş türüdür. Yaratılan evren, yaratan Tanrı’da vardır (vahdeti vücud).
Batıni öğretide Allah ve yarattıklarının tümü bir varlık olarak kabul edilir. Vücud Birliği (Vahdeti Vücud) yaratanla yaratılanın aynı olduğu görüşüdür. İslam ile taban tabana zıt olan bu görüş Batıni öğretinin temel esasıdır.
Vahdeti Vücud düşüncesi günümüzde Alevilik diye adlandırılan ekolün de içinde yer aldığı Batıni doktrinlerin temel anlayışıdır.
İslam dinine göre evren yoktan yaratılmıştır ve gelip geçicidir. Esas olan “öteki dünya”dır. (Ahiret).
Batıni öğretiye göre ise yaratılma olayı Allah'ın özünden gelen, dışa vuran bir fışkırmadır (Südur); yoktan var ediş değildir. Alevilere göre Tanrısal sudur şöyle gerçekleşmiştir : "Tanrı ilk aşamada kendi bilincinde değildi. Kendisini seven ve bilme ihtiyacı içinde olan Tanrı, üst düzeyde bir bilince ulaşmak için kendisiyle yabancılaştı. Özünden hiçbir şey kaybetmeksizin tüm evren, bir ışık ve sevgi yumağı olan Tanrıdan fışkırdı.
İkinci aşamada Tanrının kişiliğinin üç farklı yönü ortaya çıktı. Hermes rahipleri bu üçlemeye Osiris, İsis ve Horus derken Hristiyanlar, Baba-Oğul ve Kutsal ruh olarak kabul ettiler. Aleviler ise İslam’a eklemlenme sürecinde üçlemeyi Allah- Muhammed- Ali diye adlandırdılar.
Üçüncü aşamada "Aklı Evvel" ortaya çıktı. Aklı Evvel, tüm evreni ve bu arada dünyayı kaostan kurtarıp düzenli bir forma sokan kutsal güçlerin bütünüydü ve niteliğinden dolayı ona, "Evreni inşa eden usta" da denilmekteydi.
Adem, yeryüzünde vücut bulan Tanrısal yansımaydı. Yani mikrokozmostu (Küçük evren) .Tanrının kendisini bilmesi için insana, özellikle de Kamil İnsana ihtiyacı vardı. Çünkü, Tanrısal Nur ile birleştiğinde deneyimlerinden, düşüncelerinden yararlanarak Tanrısal bilincin artmasını sağlayacak biricik varlık Kamil İnsandı.
Aleviler, Kamil İnsan hedefine ulaşmak için Tanrıdan fışkıran ruhların gelişmek zorunda olduklarına inanırlar.
Südurun ilk sonucu olarak mineraller oluşmuştur. Devrin ileriye doğru devam etmesi gerekmektedir. Minerallerden bitkiler, bitkilerden hayvanlar meydana çıkmış ve hayvanların en üst basamağındaki maymundan da insan türemiştir. Ruhun, Kamil İnsan hedefine ulaşana kadar devamlı beden değiştirdiğine, insanların yeryüzündeki yaşamlarının Kamil İnsan hedefine ulaşmak için yegane yol olduğuna, bu nedenle de insanların iyi ve dürüst olmaları gerektiğine de inanılmaktadır.
Alevi inancına göre Tanrısal nura ulaşmadan önce her ruh şu 14 aşamayı geçmek zorundadır (*)
1- Cansız maddelerin ruhu,
2- Bitkilerin ruhu,
3- Hayvanların ruhu,
4- Şeytanların ruhu,
5- Cinlerin ruhu,
6- İnanmayanların ruhu,
7- İnananların ruhu,
8- Dindarların ruhu,
9- Ermişlerin ruhu,
10- Evliyaların ruhu,
11- Peygamberlerin ruhu,
12- Meleklerin ruhu,
13- Evrensel ruh,
14- Evrensel Hikmet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

İnsan doğuştan kötü müdür?

İnsan doğuştan kötü müdür? “ Her ne arar isen, kendinde ara.” Hacı Bektaşı Veli ” Kendisini olduğu gibi kabul etmeyen tek varl...