OSMANLI
ARŞİV BELGELERİYLE HACI BEKTAŞ VELİ VAKFI
“ SUNUŞ
Ayşegül ALTINOVA
Tarihçi-Araştırmacı
Yayınladığımız bu belgelerin birinde Şeyh Hamdullah Efendinin affı,
bir diğerinde Niğde ve civarındaki Bektaşi dervişlerinin bazı bozguncuların
etkisinde kalarak sapık düşünce ve inançlara yöneldikleri, başka bir belgede de
Turabi Baba Vakfı’nın gelirlerinin bazı kişilerce telef edildiği konuları
üzerinde durulmaktadır.
BELGE
No: 1
HH.24588
Tahrir ve ta’bir olunması hususuna irade-i seniyye-i şahane ta’alluk itmiş
ol vechle icrası babının emr ü ferman efendimindir.
Seniyyü’l himema, Kerimü’ş-şiyema, Devletlû, ‘İnâyetlû, ‘Âtufetlû
Efendim Hazretleri
Devletlû Reşid Paşa hazretleri tarafından ‘afv ve itlakı iltimas
olunan Hacı Bektaş Veli hazretleri Şeyhi Hamdullah Efendinin tahkik-i hali
iktizay-ı irade-i seniyye-i şahaneden olduğundan ‘aziz-i müşarun ileyhin dergâh
ve vakfı keyfiyetine dair ve şeyh muma ileyh hakkında olunan rivayet ve ba’zı
tahkikata mütedair devletlû serasker Paşa hazretleriyle muhabere-i senaveriyi
şamil olan
tezkirede manzur-ı ‘âli-i hazreti mülûkâne buyurulmak üzere irsal-i
suy-ı vâlây-ı müşîrîleri kılınmış olub tezkire-i mezkûre mealinden müstefad
olacağı vechle şeyh muma ileyhin ‘afvı takdirinde memleketine gelerek vakf-ı
mezkûru münasebetiyle işe karışacağı hatıra gelmiş olduğuna ve zikr olunan
vakıf elhaleti hazihi ne vechle idare olunmakda idüğü bilinemediğine mebni
gerek vakf-ı
mezkûr keyfiyeti ve gerek şeyh muma ileyhin orada ikametinde mahzur
olub olmadığı sureti civariyet münasebetiyle sa’adetlû Karaman valisi
hazretleri ve Kırşehri mütesellimi bendeleri taraflarından etrafıyla isti’lam
olunması ve ba’dehu cavabı vürudunda iktizasına bakılması münasib gibi
görünüyor
İse de ol bab da her ne vechle irade-i seniyye-i hazreti şehinşâhi şerefsûnûh
ve sudur buyurulur ise icray-ı iktizasına ibtidar olunacağı beyanıyla tezkire-i
senâveri terkımıne mübaderet kılınmışdır efendim.
Devletlû, ‘İnayetlu, ‘Atufetlu, Re’fetlu, Übbehetlü, Veliyyü’l-ni’am,
Kesirü’l Kerem
Efendim Hazretleri
İş bu tezkire-i manzur-ı ‘âli-i hazret-i şahane buyurulmuş ve iş’ar
buyurulduğu üzere husus-ı mezburun evvel emirde müşar ve muma ileyhima
taraflarından isti’lamıyla ba’dehu icabına
bakılması muktezay-ı irade-i seniyyeden bulunmuş olub fakat şeyh muma
ileyhin orada ikametinde mahzur olub olmadığı lafzının müşar ve muma ileyhimaya
yazılacak isti’lamnamede derc olunmaması ve o sırada molla Şeyh muma ileyhin
orada ikametinde re’y-i ‘âlileri bulunur ise.
GÜNÜMÜZ
TÜRKÇESİYLE
BELGE
No: 1
HH.24588
Yüce bağış sahibi, güzel huylu, devletli, yardımsever, merhametli,
efendim Hazretleri
Devletli Reşid Paşa hazretleri tarafından affedilip serbest
bırakılması rica olunan Hacı Bektaş Veli hazretleri Şeyhi Hamdullah Efendi’nin
durumunun incelenmesi ve gereğinin yüce iradenin elinde olmasından adı geçen
yüce kiºinin dergâh ve vakfının özelliğine ve adı geçen şeyh hakkında rivayet
olunan ve bazı incelemelere dair devletli serasker paşa hazretleriyle yapılan
haberleşmesi
kapsamayan dilekçede Hazreti padişah efendimizin emri beklenmek üzere
yüce makama gönderilmiştir. Adı geçen dilekçenin içeriğinden anlaşıldığına göre
adı geçen şeyhin affedilmesi durumunda memleketine gelerek adı geçen vakıf
münasebetiyle iºe karışacağı düşünülerek ve adı geçen vakıf ºu anda ne şekilde
idare olunmakta olduğu bilinmediğinden dolayı gerek vakfın durumu ve gerek adı
geçen şeyhin orada ikametinde sakınca olup olmadığı konusunda bölgeye yakınlığı
sebebiyle Karaman valisi hazretleri ve Kırşehir mütesellimi kulları
taraflarından etraflıca incelenmesi ve bunun neticesinde cevabın gelmesiyle
gereğinin yapılmasına başlanması münasip gibi görünüyor ise de bu hususta
padişah efendimizin iradesi ne şekilde ortaya çıkıyor ise gereğinin yapılmasına
başlanması beyanıyla bu dilekçenin yazılmasına girişilmiştir efendim.
Devletli, yardımsever, merhametli, esirgeyen, azametli, nimetleri bol,
cömert, efendim hazretleri İş bu yüce dilekçeleriyle adı geçen haberleri
kapsamış olan dilekçe yüce makamınıza sunulmuş olup işaret buyurulduğu üzere bu
hususun adı geçen iki şahsın edindikleri bilgilerle icabına bakılması yüce
makamınızın emri olup ancak adı geçen şeyhin orada ikametine mahsur olup
olmadığı
sözünün adı geçen her iki kişiye yazılacak bildiride yer almaması ve o
sırada adı geçen şeyhin orada ikametinde yüce görüşleri bulunur ise.
BELGE
NO:2
Y.PRK.UM:
46/44
Ilgın kazası kaymakamlığında müstahdem Mekteb-i Mülkiye-i şahane’den
mezun Salim Efendi tarafından verilen layiha suretidir.
Niğde sancağı dahilinde bir takım eºhas Bektaşi tarikatına sülûk etmiş
ve müttehizleri olan meslek Aksaray’da tevassu’ etmekte bulunmuş olmağla bazı
malumat ve mutala’atın ber vechi âti beyanına ibtidar olunur şöyle ki;
Bunlar muharremât-ı şer’iyyeyi kendileri içün cevab ‘ad itmek, okuyub
yazmak, ibadet ve ta’at gibi teklifât-ı ilahiye ve tabi’iyeyi red iylemek ve
hiçbir din ve mezhebe tevdi’-i ‘inan iylemeyub serbest bir suretde hareket
eylemek gibi ahval ve harekat ihtiyar itmişlerdir ki günden güne terakki ve
tevsi’ olunmaması içün hiç olmazsa bu sırada bir takım esbab-ı mani’a ve icraat
ihtiyarına mecburiyet görünür.
Nefs-i Aksaray’da Baba Yusuf Hakikî Hazretlerinin hangâhında
postnişinlik itmekde bulunan Ahsen Efendi, ikinci merkez olmak üzere bu âdet ve
meslek-i mezmum ile mütehallık olanlar.
Aksaray’a beş saat mesafede vaki’ Sarıatlı karyesiyle ânın yanında
bulunan Delihabbe ve diğer iki karye ve Sarı Karaman civarında abdallar nam-ı
diğer Kanber karyeleri ahalileridir. Bu adamlar ve bunlara ilhak itmekte
bulunan bazı sade dilan, Aksaray ve Konyaca iğfal ve idlal olunuyor. Aksaray
kazası dahilinde ‘Acem Bekde mandame Çukurağıl gibi bir iki karye arazisi
evkaf-ı celâliye ve Pîrî Paşa vakfına merbut bulunması hasebiyle ekser vakıtler
ve hiç olmazsa sene de bir defa evkaf-ı mezkûrenin hesab ve a’şarını rü’yet ve
tesviye eylemek bahanesiyle Konya’da ikamet iden Vahid Çelebi tarafından ser
tarikizade ‘Adil Çelebi ile Konya tapu kâtib-i sabıkı Osman Efendi Aksaray’a
iğzam olunur. Bu tariki Şi’ayı iş’aya ötedenberi sebeb-i müstakil ve hahiş-ker
olan Vahid Çelebi’den aldıkları emir mucibince muma ileyhima orada Pîrî Paşa ve
evkaf-ı celâle i’şarına ber suret-i garibede füruht ve Baba Yusuf Hakiki
hazretlerinin postnişini olan merkum Ahsen Efendi vasıtasıyla ve bizzat mezkûr
Sarıatlı ve
‘Acem ve civarındaki kurrada kalan bakiyye-i eşhası idlal iderler.
Elhaletü hazihi bu meslek-i şi’a oralarda ve Sarıatlı civarındaki Hacib
karyesinde sirayet eylemektedir. Hatta Pîrî Paşa vakfı bulunan nefs-i Niğde
kazasının bir karyesi dahi bu şekil ve bu surette olduğu haber alınmıştır.
Oralarca tevsi’ ittirilmekte bulunan bu mezhebin tesirat-ı
şedidesindendir ki Sarıatlı ve Künbed ve civarındaki Kızılbaş karyeleri
ahalileri mekteb, medrese, cami’ gibi mebani-i medeniyyeden mahrum, namaz,
abdest, gusül gibi hususat-ı dinîye ve mezhebiyede laubalidirler.
Okumak, yazmak hususlarına muterizdirler.
El haletü hazihi künbed karyesi ahalisi kâmilen ve Sarıatlılar dahi
kısmen Frengi illeti müdhiºesinin dest-i muharribinde dahi zebun olduklarından
bu illet-i müdhişe kendileriyle ihtilata zaruret ve mecburiyeti olan civar
kurra ahalisine de sirayet etmektedir.
Yine bu mezheb-i batılın asarındandır ki: Aksaray kazası dahilinde
bulunan evkaf-ı celâle bundan sekiz on sene mukaddem gayet cüz’i araziden
ibaret iken bu gün yüz elli ikiyüz liraya kadar aşar istihsal olunur derecede
tevessü’ itmiş * a’şar-ı mezkûre –i çelebiler tarafına doğrudan doğruya satılur
ve ekseriya Aksaraylılar’dan Çorakçı Hacı Ali Efendi ile Nevşehirliler’den
bazıları iltizam
iderler] ve buna evvelce arazi-i emiriyeden olduğu halde her nasılsa
sahibleri tarafından mîrî namına senede rabt edilmemiş olan bir çok arazi ilhak
ve ilave itdirilmiº ve’l yevm evkâf-ı celâle namına kayd olunmuş ve sahibleri
yedlerine Çelebi Efendi tarafından senet virilmiş evvelce evkaf-ı mezkûre
meyanında bulunduğu iddia olunacağı tabi’i olan bu arazi için virilen senedatın
sekiz on seneden beri olan tarih ve muamelelerinin görülmesi ile ne kadar
arazi-i mîrîyenin evkafına galb idildiği tahakkuk ider.
Kurra-i mezkûreden ‘Acem karyesi oldukça cesim bir karye olub arazisi
de kısmen Pîrî Paºa vakfına merbut bulunmuş ve ahalisinin aslen İran’dan oraya
gelerek tevattun idilmedir ve tabi’an mezheb-i şi’aya olan meyilleri hasebiyle
telkinat ve cehalet neticesi olarak o karyenin de kâmilen yakın hem arazisi ve
hem de ahalisinin ahlâkı fena halde tebdil ideceği tabi’idir. Binaenaleyh
mekâtibin tezyidi ba’zı ‘ulemanın oralara gidüb gelmesinin temin ve en
ziyade bu tarik-i batılı müruc olanların tahkikiyle bir çare-i te’dib
aranılması lüzumu mütebadir-i hatır olmakda bulunmuşdur.
Fi 16.....Sene 315
Y.PRK.UM:46/44
BELGE
NO:2
GÜNÜMÜZ
TÜRKÇESİYLE
Ilgın kazası kaymakamlığında çalışan mülkiye mektebinden mezun Salim
Efendi tarafından verilen tasarının örneğidir.
Niğde sancağında bulunana bazı şahıslar Bektâşi tarikatına girmiş ve
girdikleri yol Aksaray’da yayılmış olmakla bazı bilgilendirme ve gözlemler
aşağıdaki şekilde sunulması düşünülmüştür şöyle ki;
Bunlar şeritça haram olan şeyleri kendileri için sevap kabul etmek,
okuyup yazmak, ibadet ve ta’at gibi ilahi emirleri reddetmek ve hiçbir din ve
mezhebe uymayıp serbest bir şekilde hareket etmek gibi hal ve hareketleri
seçmişlerdir ki günden güne ilerlemekte olan bu durumun daha fazla yayılmaması
için hiç olmazsa bir takım engelleyici tedbirlerin alınması mecbur görünüyor.
Aksaray’daki Baba Yusuf Hakiki hazretlerinin tekkesinde şeyh olan
Ahsen Efendi ikinci merkezi olarak yanlış yolu seçmiş olan; Aksaray’a beş saat
mesafede bulunan Sarıatlı köyüyle, onun yanında bulunana Delihebbe ve diğer iki
köy ve Sarıkaraman civarında Abdallar diğer adıyla Kanber köyleri ahalilerini
görmektedir. Bu adamlar ve bunlara katılan halktan diğer kişiler Aksaray ve
Konyaca aldatılmış ve delalete düşürülmüş bulunmaktadır. Aksaray kazasında
Acem, Bekden, Mandame, Çukurağıl gibi bir iki köyün arazisi Celâliye ve Pîrî
Paşa vakfına bağlı olması nedeniyle diğer vakitler ve hiç olmazsa senede bir
defa adı geçen vakfın hesap ve mahsullerden alınan onda bir vergisini almak
bahanesiyle Konya’da bulunana Vahid Çelebi tarafından tarikatın
başında bulunan Adil Çelebi ile Konya tapu eski kâtibi Osman Efendi Aksaray’a
gönderilir. Bu Şi’a yoluna öteden beri özel bir önem vererek isteyen Vahid
Çelebi’den aldıkları emir gereğince adı geçen iki kişi orada Pîrî Paşa ve
Celâliye
vakfının öşür vergisini usulsüz bir şekilde toplamışlar ve Baba Yusuf
Hakiki hazretlerinin tekke şeyhi olan adı geçen Ahsen Efendi vasıtasıyla ve
bizzat adı geçen Sarıatlı ve Acem ve civarındaki köylerden kalan şahıslar da
delâlete düºürdüler. şimdilik bu Şia yolu oralarda ve Sarıatlı civarındaki
Hacib
köyünde yayılmaktadır. Hatta Pîrî Paşa vakfı bulunana Niğde kazasının
bir köyünün dahi bu şekilde olduğu haber alınmıştır.
Adı geçen yerlerde yayılmakta olan bu mezhep o kadar tesirlidir ki
Sarıatlı ve Künbede ve civarındaki Kızılbaş köyleri ahalileri mektep, medrese,
cami gibi medeniyetin temelini teşkil eden şeylerden gereklilerinden
habersizdirler. Okumak, yazmak gibi hususlara da karşıdırlar.
Şimdi Künbed köyü ahalisi tamamen ve Sarıatlılar da kısmen frengi
denen müthiş iletin pençesine düşmüş olup bu hastalık, kendileriyle mecburen
görüºmek durumunda olan yakın köylerdeki ahaliye de geçmektedir.
Yine bu batıl mezhebin alâmetlerindendir ki; Aksaray kazasında bulunan
Celâliye vakfı bundan sekiz bundan sekiz on sene önce gayet az bir araziden
ibaret iken bu gün yüz elli iki yüz liraya kadar vergi elde edilir derece de
geniºlemiş *adı geçen vergi çelebiler tarafına doğrudan doğruya satılır ve
genellikle Aksaraylılar’dan Çorakçı Hacı Ali Efendi ile Nevºehirliler’den
bazıları bu vergiyi toplama işini üzerine alırlar.+ ve buna önceden devlet arazisinden
olduğu halde her nasılsa sahipleri tarafından mîrî namına senede bağlanmamış
olan bir çok arazi ve ilave edilmiş bu gün ise Celâliye vakfı namına kayıt
olunmuş ve sahiplerinin ellerine Çelebi Efendi tarafından senet verilmiş,
önceden adı geçen vakfın mülkü olduğu iddia olunacağı doğal olan bu arazi için
verilen senetlerin sekiz on seneden beri olan tarih ve muamelelerinin görülmesi
ile ne kadar devlet arazisinin vakıf arazisine çevrildiği ortaya çıkar.
Adı geçen köylerden Acem köyü oldukça kalabalık bir köy olup arazisi
de kısmen Pîrî Paşa vakfına bağlanmış ve halkın aslen İran’dan oraya gelerek
yerleşmiştir ve doğal olarak Şi’a mezhebine olan ilgileri sebebiyle
yönlendirilmeleri bilgisizlik neticesi olarak o köyün de tamamına yakınında hem
arazisi ve hem de halkının ahlâkı fena halde değişeceği tabiidir. Bundan dolayı
mekteplerin çoğaltılması bazı ilim adamlarının oralara gidip gelmesini temin ve
en çok da bu batıl tarikata bağlananların araştırılmasıyla bir hal çaresi
aranılması lüzumunun gereği anlaşılmıştır.
Fi 16 Sene......315
BELGE
NO:3
DH.MUİ.63/46
Merbuta pulsuzdur
Pulsuz olan merbutanın gönderilmemesi icab ider.
Dahiliye Nezareti Muhaberat-ı ‘Umumiye Dairesi
Evrak numrosu Müsveddi Ankara vilayeti
1096 ............ Behiyyesine
Kaleme vürudu Tarih tesvid
Tarihi Sene 325
Sene 27 Kanun-ı
Sani 1325
Hacı Bektaş Veli hazreti dergâhı postnişini Cemal Efendi hakkında
Hacı Bektaş Veli hazretlerinin dergâh-ı Şerîfi postnişini Cemal
Efendi’nin tekâlif-i emiriyeyi virmemek maksadıyla teşebbüsat-ı gayr-ı merhamet
bulunduğuna ve Nakşi şeyhi Hamza Efendi dergâhhanesinde ikamet ittiği halde
beyhude maaş olduğuna dair bazı ifadat-ı havi Aş emri postnişini Hüseyin Baba
tarafından virilen ‘arzuhal leffen savb-ı behiyyelerine irsal kılındı
münderecatına
nazaran iktizasının ifası babında Tebyizdir.
Dahiliye Nezareti Muhaberat-ı ‘Umumiye Dairesi
Evrak Numrosu Müsveddi Ankara Vilayeti
1093 ....... Behiyyesine
Kaleme Vürudu Tarih Tesvid
Tarihi 9 Şubat Sene
.................... 325
“HÜLASA”
(Cemal Efendi tecavüzatı hakkında)
28 Kanun-ı Sani Sene 325 tarihli ve 8765 numrolu tahrirata zeyldir.
Hacı Bektaş Veli hazretleri dergâhı postnişini Cemal Efendinin mugayir-i
kanun-ı muamelat ve tecavüzatından bahs ile Aº emri postnişini Hüseyin Baba
tarafına bu kere de müracaat ve şikayet vuku’u bulduğundan iş’ar-ı sabık
üzerine icra kılınan tahkikat neticesinde enba ve herhalde mugayir-i kanun ve mu’addelet
bi hal
ve hareket vuku’una meydan virilmemesine itina buyurulması
babında tebyizdir.
(Emr-i ‘Ali-i müsteşarı üzerine)
Konya Eyaletinden Virilen dilekçe sureti
Niğde sancağı dahilinde defin-i hâk-ı ıtırnak olan Hacı Bektaş Veli
kuddise sırruhu’l celî hazretlerinin hangâh-ı ‘âlileri postnişini bulunana
reşadetlü Türâbi ‘Ali Baba ziyde salâha inha olunur ki aziz müºarun ileyh
hazretleri vakf-ı hasılatına bazı kimesne tarafından müdahale vuku’ıyla
dervişân ve fukarasını emr-i ta’ayyüşlerine halel gelmesiyle vakf-ı mezkûrun
zat-ı ‘arifaneleri ve evkaf müdürü bulunan Emin Efendi marifetiyle idaresi
hususu istid’a olunmakdan naşi aharın müdahalesi men’iyle ol bab da
marifetinizle idaresi esbabının istimsali ve muavenât ve teshilât
mütekazzıyenin icrası hususu bu kere ba emirnâme-i sâmi-i hazreti vekaletpenahi
taraf-ı halisanemize emr u iş’ar ve vakf-ı
şerif-i mezkûr muhasebesinin ber vechi hasbi rü’yeti evkaf memuru
yedinde bulunan emr-i ‘alide musarrah iken senevî yine ikişer üçer bin guruş
alınmakda ve bu cihetle varidat-ı vakfa sekte iras eylemekte olduğundan eser-i
celîle olmak ve ba’dema desturu’l ‘amel tutulmak üzere icray-ı icabı keyfiyeti
vükelay-ı fiham saltanat-ı seniyyeden Anadolu umur-u tağşiyesine memur
buyurulan
devletlû ‘İsmet Paşa hazretleri tarafından ba tahrirât –ı izbar
buyurulmuş ve bir muktezay-ı irade-i ‘aliyye vakf-ı şerif-i mezkûrun evkaf
memuruyla taraf-ı ºeriflerinden idaresi lazımeden ve bu takdirce taraf-ı
âhirden müdahale vuku bulduğu ve rü’yet muhasebesinde dahi mugayir irade-i
seniyye cüz’i ve
külli akçe ahzine cüret iden bulunduğu halde taraflardan red’en cevab
virilerek bu bab da mu’avenet-i icabiye ve teshilat-ı mukteziyenin ifası içün
keyfiyetin tarafımıza bildirilmesi iktizay-ı hâlâtı bulunmuş idüğü imdi; Sen ki
postnişin-i muma ileyhsin ma’lum-u reşadetlümüzden oldukda bundan böyle aziz
müşarun ileyh hazretleri vakf-ı şerif hasılatının ber mucibi irade-i
seniyye evkaf müdürü efendi ve marifetin ile güzelce idare olunarak varidatına
ve gerek fukara ve dervişanının asayiş ve istirahatlerine sekte getürülmesi ve
eğerçi kemafi’s sabık turuk-ı ahardan müdahale iden olur ve hesabının ber vechi
hasbi görülmüş evkaf memurları yedinde bulunana emr-i ‘âli de musarrah
iken bakılmayub da yine ol vechle akçe ahzine mütecasir olan bulunur ise hiç
çekilmeyerek cevab-ı red i’tasıyla keyfiyetin ‘ala müşarun ileyhin bir vakf-ı
dilhah-ı ‘ali hüsn-ü idaresi esbab-ı hasenesinin istihsal ve istikmaline ve bu
cihetle dervişan ve fukara tarafından canib-i seniyyü’l cevanib
hazreti padiºahi içün da’vat-ı Hayriye isticlabına bezl-i takdirine –i himmet
eylemeniz babında divan-ı ayalet-i Konya’dan iş bu buyuruldu.
Tahrir ve imla ve yedine i’ta olunmuºtur. Gerektir ki ber mucib-i
emirname-i sami ve buyuruldu. Amel ve hareket olunmak deyü
Fi 19 L .
Sene 67
BELGE
NO:3
DH.MUİ.
63/46
GÜNÜMÜZ
TÜRKÇESİYLE
İçişleri Bakanlığı Genel Haberleşme Dairesi
Evrak numarası Müsvedde Seçkin
1096 .......... Ankara
Kaleme alınma tarihi Yazım tarihi İline
Sene Kanun-ı Sani Sene 1325
…325
“ÖZET”
Hacı Bektaş Veli Hazreti dergâhı tekke Şeyhi Cemal Efendi hakkında
Hacı Bektaş Veli hazretlerinin şerefli dergâhı tekke Şeyhi Cemal
Efendi’nin vergileri vermemek maksadıyla merhametsizce giriştiği teşebbüsler
bulunduğuna ve Nakşi Şeyhi Hamza Efendi dergâh evinde oturmakta bulunduğu halde
boşuna maaş almakta olduğuna dair bazı ifadeleri içine alan Aş Emri tekke Şeyhi
Hüseyin Baba tarafından verilen dilekçe gönderildi. İçeriğine bakılarak
gerekenin yapılması hususuna Emir.
İçişleri Bakanlığı Genel Haberleşme Dairesi
Evrak numarası Müsvedde Seçkin Ankara
1093 ........... iline
Kaleme alınma Yazma Tarihi ................ 9 Şubat Sene 325
“ÖZET”
(Cemal Efendinin kanunsuz işleri hakkında)
28 Kanun-ı Sani Sene 325 tarihli 8765 numaralı dilekçeye ektir. Hacı
Bektaş Veli
hazretleri dergâhı Şeyhi Cemal Efendi’nin kanunlara aykırı
davranışları ve haddini aşan işlerinden bahseden Aº Emri tekke Şeyhi Hüseyin
Baba tarafından başvurulup şikayet edilmiştir. Bunun üzerine yapılan inceleme
sonunda elde edilen bilgiler doğrultusunda bundan sonra kanuna aykırı bir hal
ve hareketin ortaya çıkmasını engellemek ve bu hususa itina gösterilmesi için.
Emir
(Yüce müsteşarın emri üzerine)
Konya Eyaletinden Verilen Dilekçe Sureti
Niğde sancağında mübarek bir yere defnedilmiş olan Hacı Bektaş Veli
-Allah sırrını yüceltsin- Hazretlerinin yüce tekkeleri Şeyhi olan saygı değer
Türâbi Ali Baba’ya –ömrü uzun olsun- bildirilir ki adı geçen Hazretin vakfının
hasılatına bazı kimseler tarafından müdahalenin olmasıyla dervişler ve
fakirlerinin yaşamlarına zarar gelmesiyle adı geçen vakfın en büyüğü olan size
ve vakıflar
müdürü olan Emin Efendi bilgisiyle idaresi konusunda rica olunmaktan
dolayı bir başkasının müdahalesinin önlenmesiyle bu husustaki bilginizle
idaresi sebeplerinin örnek gösterilmesi hususu bu kez padişah vekili
bulunduğunuz yüce sadrazamlık makamında tarafımıza emirnâme ile ve adı geçen
ºerefli vakfın hesap işlerinin usulüne uygun olarak gözden geçirilmesi
vakıflar memuru elinde bulunan yüce emirde açıklanmış iken senelik yine ikiºer
üçer bin kuruº alınmakta ve bu yönüyle vakfın gelirlerinin kesilmesine sebep
olduğundan yüce bir eser olması ve bundan sonra da üstün bir iş olarak görülmek
üzere gerekenin yapılması hususu yüce saltanatın şerefli vezirlerinden Anadolu
işlerine memur olarak atanan devletli İsmet Paşa hazretleri tarafından dilekçe
ile bildirilmiştir. Padişah emrinin gereği ve adı geçen vakfın vakıflar
memuruyla kendileri tarafından yapılması ve gereken işlerden olup müdahale
olduğu ve muhasebesinin kontrolünde yüce iradeye aykırı az ve çok para almaya
cesaret eden bulunduğu halde taraflardan red cevabı verilerek bu konuda gerekli
yardımın ve kolaylıkların yapılması için vaziyetin tarafımıza bildirilmesi
gerekmektedir.
İmdi:
Sen ki adı geçen tekke şeyhisin ve bizim tarafımızdan bilinmektesin.
Bundan böyle aziz adı geçen hazretleri şerefli vakfı hasılatının yüce iradeye
uygun olarak vakıflar müdürü efendi ve sizin bilginiz ve izninizle güzelce
idare olunarak varlığına ve gerek fukara ve dervişlerinin düzen ve
dinlenmelerine mani olmaması ve eğer ki eskisi gibi başkaları tarafından
müdahale eden olur ve
hesabını kanunlara uygun şekilde görülmesi vakıflar memurlarının
elinde bulunan yüce emirler de açıkça söylenmişken bakılmayıp da yine o sebeple
para almaya cüret eden bulunur ise hiç çekilmeyerek red cevabı verilmesiyle ve
keyfiyetin ortaya çıkmasıyla tarafımıza bildirilmesine süratle ve her halde
aziz adı geçen vakfın bir yüce vakıf olarak güzel bir şekilde yönetilmesi ve
böylece
dervişler ve fukara tarafından yapılacak iyi işlerin tamamlanıp
sonuçların elde edilmesine ve bu suretle de derviş ve fukara tarafından yüce
padişah efendimiz için hayırlı bir davet yönünde gayret göstermeniz hususunda
Konya eyaleti divanından bu emirname yazılmış olup kendisine verilmiştir. Bu
emirname gereği amel ve hareket edile.
Fi 19 L .
Sene 67
BELGE
NO:4
HH:4377-K
Çermin mutasarrıfı Esad Paşa kullarının varid olan kaimesidir.
Devletlû, ‘İnayetlû, ‘Âtufetlû, Übbehetlü Re’fetlü veliyyü’l ni’am
‘alimü’l cûd ve’l kerem efendim sultanım hazretleri Bektaşi tekkeleri hususuna
me’mur mirahur ol şehriyari sabık ‘Ali Bey bendeleri bundan akdem vâkı’ olan
emr u irade-i seniyyeleri üzere kûd-ı hümâyun-u maslahatiyye bu tarafda tevkif
kılınarak kûd-ı mezkûr maslahatını rü’yet itmekde ise de mir-i muma ileyhin
me’muriyeti keyfiyeti her tarafda işidilmiş olduğunu Arif Bey bendeleri yazmış
olduğundan muma ileyh ‘Ali Bey bendelerinin bir müddet dahi kûd-ı mezkûr
maslahatiyle iºtigali veyahud Bektaşi tekkeleri maddesine dair olan
me’muriyetinin i’lan ve işa’asıyla icrasına ibtidar olunması hususlarında
isti’lam-ı irade-i şamil
çâkeriye cevab-ı mükâmmeab-ı ‘âlileri olmak üzere mir-i muma ileyhin
Bektaşi tekkeleri hususuna dair olan me’muriyeti bundan akdem ba’zı mülahaza ve
mutala’a-i ma’lumiyyeye mebni te’hir olunarak ol vechle savb-ı çâkeriye iskad
buyurulmuş ise de inhây-ı çâkeri üzre me’muriyet-i mezkûre her tarafda
iºidilmiºşve cümlenin ma’lumu olmuş olduğuna ve ol taraflarda pek de Bektaşilik
gayreti olmadığı muma ileyh ‘Arif Beyin vakı’ olan iş’arından iskadından
müstefat idüğüne binaen husus-ı mezkûrun i’lan ve icrasında beis olmayacağından
hemen muktezay-ı me’muriyet ve hamil olduğu emr-i ‘âli mucibince husus-ı
mezburun icrasına ºuru’ ve mübaşeret ve ol vechle tenfiz-i irade-i seniyyeye
dikkat ve mübaderet eylemesi hususu bu def’a taraf-ı veliyyü’l ni’amilerinden
mir-i muma ileyhe tahrir ve iş’ar buyurulmuş olduğundan iktizasının icrasına
mübaderet olunmak babında residei dest-i ihtiram olan bir kıt’a emirnâme-i
sâmi-i veliyyü’n niamileri mazrun-ı karin-i iz’an ‘abd-ı
sadakat-ı ittisamları olub tıbkı emr u irade-i veliyyü’l ni’amileri
üzere Edirne kadısı semahatlu efendi da’ileri ve Bostancıbaşı Bey bendeleri ve
sair huzur-ı iktiza iden vücuhu nezd-i çâkeri celile mir muma ileyh
bendelerinin husus-ı mezkûre dair hamil olduğu emr-i ‘âli cümle muvacehesinde
feth ve kıraat
ve içeriği mezmun-ı münîfi cümleye i’lan ve işa’at olunarak merasim-i
sem’ ve ta’at-i ba’del eda Çermin sancağı dahilinde olan Bektaşi tekkelerinde
irade-i seniyyenin infaz ve icrasına mübaderetle ber mucib emr-i ‘âli taraf-ı çâkeriden
dahi bir kıt’a buyuruldu tasdir ve mübaşir dahi terfikiyle infaz-ı irade-i
seniyyeye büd ü şuru’ ve mübaºeret olunmuş idüğü ifadesi vesiley-i ibraz-ı
ubudiyetim
olmuştur. İnşallah Te’ala muhat-ı ‘ilm-i ‘âlem irae-i
veliyyü’l-niamileri buyuruldukda ol bab da ve her halde emr u ferman ve lütf u
ihsan devletlû, inayetlu, atufetlu übbehetlü re’fetlü veliyyü’l-niam
‘alimü’l-cûd ve’l kerem efendim sultanım Hazretlerinindir.
Fi 22 Sene 242
BELGE
NO:4
HH:4377-K
GÜNÜMÜZ
TÜRKÇESİYLE
Çermin âmiri Esad Paşa kullarından gelen dilekçedir.
Devletli, yardımsever, merhametli, azametli, esirgeyen, nimetleri bol,
cömert ve eli açık efendim,sultanım hazretleri Bektaşi tekkeleri hususuna memur
sarayın ahır müdürü eski Ali Bey kulları bundan önce olan yüce iradenin emirleri
üzere padişahın bağlayıcı emirleri bu tarafta alıkonularak adı geçen bağlayıcı
emirlerini görmekte ise de adı geçenin memuriyeti durumu her tarafta
işitilmiş olduğunu Arif Bey kulları yazmıştır. Bu yüzden adı geçen Ali Bey
kullarının bir müddet daha adı geçen emirlerle meşgul veyahut Bektaşi tekkeleri
maddesine dair olan memuriyetinin ilan edilmesine süratle başlanması
konularında yüce iradenin bu konudaki düşüncelerini kapsayan, daha önce
padişaha sunulan, bu
acizin dilekçesine yüce makamdan cevap olmak üzere adı geçen efendinin
Bektaşi tekkeleri hususuna dair olan memuriyeti daha önce bazı inceleme ve
araştırmalara dayanarak ertelenmiştir. Bu husus bendeniz tarafından yazı ile
bildirilmiş ise de bana ulaºan bilgiye göre adı geçen memuriyet her
tarafta işitilmiş ve herkesin malumu olduğundan ve o taraflarda pek de
Bektaşilik gayreti olmadığı adı geçen Arif Bey’in yazısının anlaşılmış olduğuna
binaen adı geçen hususun ilan edilmesinin ve yapılmasının yanlış
olamayacağından hemen memuriyetin gereğinin ve sahip olduğu yüce emir
gereğince adı geçen hususun yapılaması için iºe başlanması ve bu
sebeple yüce iradenin yerine getirilmesine dikkat ve gayret etmesi konusu bu
kez nimetleri bol olan padişah tarafından adı geçen kiºiye gerektiği şekilde
bildirilmiş olduğundan, gereğinin yapılmasına başlanması hususunda mübarek
elinize yetiºmiº olan yüce dilekçe, nimetleri bol olan .......Sadakat nişanları
olup tıpkı yüce emirler üzere cömert kullarınızdan olan Edirne kadısı ve
Bostancıbaşı Bey kulları ve diğer huzuru sağlayan adı geçen kullarının bahsi
geçen hususa dair sahip olduğu yüce emri açmak ve okumak suretiyle herkese ilan
edip duyurma merasimi yapılmış ve bu ibadeti yerine getiren Çermin sancağındaki
Bektaşi tekkelerinde yüce iradenin yerine getirilmesine ve işin yapılmaya
başlanmasıyla.......işe başlayan kişi bile yüce iradenin yerine
getirilmeye başlanmış olmasıyla kulluğumu göstermeye vesile olmuştur. Allah’ın
izniyle alemi ilmiyle kuşatmış, nimetleri bol olan yüce irade bu hususta emir
buyurduğu ve her halde emir ve ferman, lütuf ve ihsan devletli, yardımsever,
merhametli, azametli, esirgeyeni nimetleri bol, cömert ve eli açık olan efendim
sultanım hazretlerinindir.
Fi 22 Sene 242 “
Kaynakça;
1) Ayşegül ALTINOVA, Tarihçi-Araştırmacı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.