ZERDÜŞT
İNANCI (MAZDEHİZM)
“Düşünce
iyi düşünülsün, söz iyi söylensin,
iş iyi yapılsın!"
iş iyi yapılsın!"
''Ne teşekkür ister, ne de karşılık teşekkür eder; çünkü o hep
verir ve esirgemez kendini''
Zerdüşt
Zerdüşt (Avesta dilinde: Zarathustra, Farsça: Zartoşt)
Zerdüştlük dininin kurucusu.
Diğer
bir adı da Mazdehizm (Mazdaizm) olarak geçer.
Zerdüşt
genellikle tarihi bir figür olarak kabul edilmekle birlikte yaşadığı dönem
hakkında genel bir ortak kabul yoktur. Bazı bilginler yaklaşık olarak M.Ö. 1200 yıllarında
yaşadığını tahmin etmekteyken diğerleri onu M.Ö. 18. yüzyıl ile 6. yüzyıl
arasındaki bir tarihe yerleştirmektedirler. Mezopotamya'nın
doğu yakasında kalan bazı grup ve kabilelerin resmi dini olduğu iddia edilir.
Etimoloji
Zerdüşt
kelimesi, muhtemelen Avesta dilindeki yaşlı anlamına gelen zareta ile, deve
anlamına gelen USTRA kelimelerinden türetilmiştir. Anlamı "yaşlı
develere sahip olan kişi"dir.
Aynı zamanda ismin ilk bölümünün Avesta dilinde sarı anlamına gelen "ZARAY"
dan gelme olasılığı da bulunmaktadır bu durumda "sarı
develere sahip olan"
anlamına gelmektedir.bilge dini olarak da adlandırılır. Bazı akademisyenlere
göre de gerçek adı Sipitama’dır. Zerdüşt adı; Zerdüşt mesajını ilan ettikten
sonra muhtemelen bilinen adıdır.
Hayatı
M.Ö.
628 yılında Rhages (Rey) de doğdu. 551 yılında Tahran yakınları'nda öldü.
Zerdüşt Dinler Tarihi’nde başlıca iki açıdan önem taşır. Bir yandan Yakındoğu
ile Akdeniz Bölgesi’nin Helenistik Dönem’e (M.Ö. 323-30) özgü Gizli Bilimleri
ve Büyü Uygulamaları’yla bağlantılı olduğuna inanılan efsanevi bir kişiliğe
dönüşmüş, öbür yandan da Monoteist Öğretisi ile Batılı Araştırmacıların
ilgisini çekmiştir. Zerdüşt’ün yada Eski İran Düşüncesi’nin Grek, Roma ve
Yahudi Düşünceleri’ni etkilediği tezi tartışmalı olsa bile, Zerdüşt’ün Dini
Düşünceleri’nin yaygın etkisi malumdur. Zerdüşt Dini’ni inceleyenlerin
karşılaştığı sorunların başında, bu Din’in ne oranda Zerdüşt’ün bağlı olduğu
Kabile’nin Dini’nden, ne oranda da Onun kendi görüşlerinden ve yaratıcılığından
esinlendiği konusu gelir. Sasaniler Dönemi’ndeki (MS 224-651) Mazdekçiliğin ne
ölçüde Zerdüşt’ün Öğretilerine dayandığı bir başka tartışma konusudur. Avesta
Kitabı’nın önemli bir bölümünü oluşturan Gatha’lar ( Zerdüşt’ün sözleri olduğu
sanılan şarkı ve ilahiler), Pehlevi ( bir Farsça lehçesi ) dili'ndeki dini metinler
Bundahishn ile Denkart ve çeşitli Grek yazarların eserleri gibi
kaynakların Zerdüşt’ün görüşlerini ne ölçüde doğru yansıttığı da tartışılıyor.
Zerdüşt'ün hayatı ile ilgili bilgiler de yetersizdir. Çoğunlukla söylencelere,
tahminlere dayanır. Zerdüştçü inanışta İskender’den 258 yıl önce ortaya çıktığı
kabul edilir. İskender Ahameniş Hanedanı’nın (M.Ö. 559-330) Merkezi Parsa'yı
(Persepolis) M.Ö. 330 da aldığına göre Zerdüşt, Aral
Gölü'nün Güneyindeki Harezm'in Kralı olduğu sanılan Viştaspa’ya
kendi dinini M.Ö. 588'de benimsetmiş olmalıdır. O sırada 40 yaşında olduğu
rivayeti doğruysa M.Ö. 628'de doğmuş
olması gerekir.
Farklı
inanç ve kültürlerde algılanışı:
Müslüman söylencelerinde,
Hz. Muhammet doğduğu zaman, Zerdüştlerin Azerbaycan da ki büyük bir
tapınağında, yüzlerce yıldır hiç sönmeden yanan kutsal ateşlerinin söndüğüne
inanılır. Bu sebepten ilahilerde, dini şiirlerde "Mecusi ateşi söndü"
sözü sık, sık geçer.
Maji sözcüğü de Mecusi kelimesinden türemiştir Frenklerde. Yunanlılar büyüyü bu adamlardan öğrenmiştir. Yunanlılardan da batıya. Bunlar büyüyü yeni öğrenirken Asya, Mezopotamya’da büyük üstatlık takılıyordu, bunu da bilmek gerekir diye düşünüyorum.
Maji sözcüğü de Mecusi kelimesinden türemiştir Frenklerde. Yunanlılar büyüyü bu adamlardan öğrenmiştir. Yunanlılardan da batıya. Bunlar büyüyü yeni öğrenirken Asya, Mezopotamya’da büyük üstatlık takılıyordu, bunu da bilmek gerekir diye düşünüyorum.
Kısacası; iyilik ve
kötülüğün zıtlığı üzerine getirdiği dininin peygamberidir. O zamanın izafi
tanrı anlayışını reddedip soyut tanrı düşüncesini getirmiş ve zamanında,
bulunduğu bölgenin pek çok sorununu çözümlemiş bir kişidir.
------
“Sorarım sana, Tanrım!
Doğrusunu söyle bana,
Kutsal varlığın atası
İlk babası kimdi?
Güneşle yıldızların
Yollarını çizen kim?
Ay kimin gücüyle
Büyür, küçülür?
Bunları anlat bana,
Her şeyi, her şeyi anlat, Tanrım.
Sorarım sana, Tanrım,
Doğrusunu söyle bana,
Kim düzene getirdi dünyayı
Kim tuttu tüm göğü?
Yerli yerinde sağlam
Kim yarattı?
Tüm su ağaçları ırmakları
Kimdir hız veren,
Rüzgara bulutlara?
Kimdi ey Ahura Mazda
İyi düşünceyi yaratan?
Sorarım sana Tanrım !
Doğrusunu söyle bana
Kim sevgiyle yaratmıştır.
Karanlığı aydınlığı?
Kim en iyi duygularla
Uykuyu, uyumayı var etti
Kim yarattı sabahı,
Öğleyi akşamı
Doğrusunu söyle bana,
Kutsal varlığın atası
İlk babası kimdi?
Güneşle yıldızların
Yollarını çizen kim?
Ay kimin gücüyle
Büyür, küçülür?
Bunları anlat bana,
Her şeyi, her şeyi anlat, Tanrım.
Sorarım sana, Tanrım,
Doğrusunu söyle bana,
Kim düzene getirdi dünyayı
Kim tuttu tüm göğü?
Yerli yerinde sağlam
Kim yarattı?
Tüm su ağaçları ırmakları
Kimdir hız veren,
Rüzgara bulutlara?
Kimdi ey Ahura Mazda
İyi düşünceyi yaratan?
Sorarım sana Tanrım !
Doğrusunu söyle bana
Kim sevgiyle yaratmıştır.
Karanlığı aydınlığı?
Kim en iyi duygularla
Uykuyu, uyumayı var etti
Kim yarattı sabahı,
Öğleyi akşamı
Göreve çağırmak için
akilli,bilge insanları.. “
Zerdüşt
akilli,bilge insanları.. “
Zerdüşt
Böyle Buyurdu Zerdüşt
'Böyle
Buyurdu Zerdüşt: Herkes ve Hiç kimse için Bir Kitap'
Orijinal adıyla : Also sprach Zarathustra; Alman filozof Friedrich Nietzsche tarafından kaleme alınmış
bir kitaptır.
Kitabı belirli bir kategori içerisinde
tanımlamak genelde zor olmuştur: Bir edebiyat eseri ve aynı zamanda felsefî bir
çalışmadır. Nietzsche kendisi kitabı "yazılmış en derin"
eser olarak tanımlamıştır. Eser, birçok farklı konu ve tarz barındırmaktadır.
Nietzsche'nin felsefî görüşleri açısından önemli bir yer tutan kitap, birçok
eleştiriye maruz kalmıştır.
Edebiyat ve felsefe
20. yüzyıl felsefesinde belirgin bir eğilim
olarak edebiyat ve felsefenin iç içe geçtiği, felsefe anlatıların edebi
anlatılara benzemeye başladığı yada edebi anlatının felsefi nitelik taşıdığı
gözlemlenir. Bu gelişmenin kaynağındaki en önemli düşünür Nietzsche'dir ve
özellikle onun Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabıdır. Bu kitapta Nietzsche şiirsel
bir üsluple felsefi meseleleri dile getirmiş, kendi felsefi düşüncelerini ve
kavramlarını açıklamıştır. Nietsche'nin en belirgin etkisi Martin
Heidegger'in felsefi çalışmalarındaki şiirsellik arayışında ve varoluşçu
filozofların edebi-felsefi yapıtlarında görülür. Nietzsche, felsefe
alanında yalnızca metnin içeriğiyle değil, uslübu yada söylemiyle de yakından
ilgilenmiş, yeni düşünceleri yeni söyleyişlerle dile getirme prensibiyle
hareket etmiştir. Böyle Buyurdu Zerdüşt, bu anlamda felsefeye yeni bir içerik
katkısından ibaret olmayıp yeni bir söylemsellik de getirmiştir.
Zerdüşt'te Nietzscheci kavramlar
Nietzsche'nin kehaneti
Nietzsche, - Böyle Buyurdu Zerdüşt -
kitabında zamanındaki kulaklara göre ağız olmadığını kendisinin daha sonraki
kuşaklar tarafından anlaşılacağını söyler. Özellikle yüzyıl sonra
anlaşılacağını söylemesi gerçekleşen bir kehanet olarak görülebilir. Elbette
tek. tek filozoflarda Nietsche'nin çalışmalarını değerlendirenler olmuştur.
Ancak asıl olarak Nietzsche 20.
yüzyılın ikinci yarısından itibaren genel bir ilginin konusu olur ve
postmodern felsefeler tarafından her anlamda
değerlendirilmeye başlanır. Onun perspektivizmi,
tarihselciliği,
bilgi/iktidar düşüncesi,
dil'i kavrayış biçimi yeniden ve yeni anlam katmanlarıyla değerlendirilmeye
başlanmıştır. 2000'li yıllara gelindiğinde ise Nietzsche en derin teorik
tartışmalardan en sıradan sohbetlere kadar herkesin dilindeki isimlerden biri
haline gelmiş bulunmaktadır. Nietzsche'nin kendi istediği ve
düşündüğü anlamda anlaşılıp anlaşılmadığı tartışmalı olmakla birlikte, yüzyıl
sonra kendisine pek çok kulak verenin ortaya çıktığı kesindir.
Zerdüşt otuz yaşında
yurdunu ve yurdunun göğünü bırakıp dağlara çıktı. Orada ruhunun ve yalnızlığının
tadını çıkardı ve on yıl bundan bıkmadı. Ama en sonu gönlünde değişim oldu ve
sabah tanla kalktı, güneşin karşısına geçti ve ona şöyle dedi:
- “Ey büyük yıldız! Aydınlattıkların olmasaydı, nice olurdu senin mutluluğun!
- “Ey büyük yıldız! Aydınlattıkların olmasaydı, nice olurdu senin mutluluğun!
On yıldır mağaramın üstüne
yükselir durursun: ışığından ve yolculuğundan bıkardın ben olmasaydın, kartalım
ve yılanım olmasaydı! “
( Nietzsche, Zerdüşt'ün giriş kısmında - belki biraz da alay ederek - insanın en büyük yanılgılarından birine değiniyor. Antropomorfizm: insanın kendi dışındaki dünyadan anlam çıkarma ve onu kendine benzetme alışkanlığı. Dindarlar da çok sık kullanırlar bu varsayımı. Yani, eğer bizler - biz bilinç sahibi insanlar - olmasaydı, güneşin ve diğer şeylerin varlıklarının da bir anlamı kalmazdı.
( Nietzsche, Zerdüşt'ün giriş kısmında - belki biraz da alay ederek - insanın en büyük yanılgılarından birine değiniyor. Antropomorfizm: insanın kendi dışındaki dünyadan anlam çıkarma ve onu kendine benzetme alışkanlığı. Dindarlar da çok sık kullanırlar bu varsayımı. Yani, eğer bizler - biz bilinç sahibi insanlar - olmasaydı, güneşin ve diğer şeylerin varlıklarının da bir anlamı kalmazdı.
Karl Marx bu anlayışa
karşı çıkacak ve şu hükme varacaktır:
“Nesnel dünya
onu algılayan insan zihninden bağımsızdır! “
- Bak! Pek çok bal toplamış bir arı gibi, bilgeliğimden usandım; onu almaya uzanacak eller gerek bana!
- Bak! Pek çok bal toplamış bir arı gibi, bilgeliğimden usandım; onu almaya uzanacak eller gerek bana!
Zerdüşt bilgeliğiyle insanları aydınlatmak için aralarına inmeye karar verir.
Böyle başladı Zerdüşt'ün batışı.
KÖPEK Beslenirken ET ile birlikte SÜT ve yağlı besin verilir.
Bu KÖPEĞİN HAKKI olan bir
besindir..! ( AVASTA VENDİDAD, 13. BÖLÜM.)
Köpeğine iyi bakmayan, haklarına özen göstermeyen köpek sahibi ağır cezalarla cezalandırılır.
Çağ: Milattan yüzyıllarca önce. Köpek hakları ve güvencesi.
( Böyle Buyurdu Zerdüşt'ten.)
Kitabın çevirileri hakkında:
- İşte Böyle Dedi Zerdüşt, Çeviren: Ahmet Cemal, Kabalcı Yayınları
- Böyle Buyurdu Zerdüşt, çeviren;Turan Oflazoğlu, Cem Yayınevi.
- İskele Yayıncılık tarafından Mustafa Bahar
çevirisiyle Temmuz
2005'te
Dünya klasikleri serisi içinde yayınlandı ISBN
975-9099-35-7.
- 2006 Mart'ında da Murat Batmankaya çevirisiyle Say
yayıncılık tarafından basıldı ISBN
975-468-391-3.
- 2005 Ocak'ta E.Murat Cengiz çevirisiyle Oda Yayınevi
tarafından yayınlandı ISBN
975-385-341-6.
- 2003 Ocak'ta Mustafa Tüzel çevirisiyle İş Bankası
Yayınları'nca basıldı.
Murat Şahin 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.