SOKRATES
ÖLÜMÜ VE DEMOKLES’İN KILICI ÖYKÜSÜ
Batı dünyası tarafından bize yutturulan büyük yalanlardan birisi de SOKRATES'İN ÖLÜMÜ masalıdır!
Batı dünyası tarafından bize yutturulan büyük yalanlardan birisi de SOKRATES'İN ÖLÜMÜ masalıdır!
Hatta Platon’nun (
Eflatun); Sokratesin Savunması adlı eseri olmasaydı, belki bugün Sokrates ismi
tarihi ve felsefi anlamda bir şey ifade
etmeyecekti.
Kim bilir bunun gibi
tarihin derinliklerinde kaybolan nice bilgeler vardı?
Rönesans; altın çağa, yani eski Helen - Roma uygarlığına öykünüş, bir anlamda o çağlara geri dönüş çabasıdır. Rönesans hümanizmi güya Helen dünyasından gelir.
Diğer yandan, Yeni Platonculuk, Saint Agustin ve Thomas Agusnas'ın
( Akinolu Thomas) etkileri ile Helen düşüncesi Hıristiyanlığın içine sokulmuştur.
Bunun sonucunda, Sokrates'in ölümü İsa'nın ölümüne benzetilir.
Rönesans; altın çağa, yani eski Helen - Roma uygarlığına öykünüş, bir anlamda o çağlara geri dönüş çabasıdır. Rönesans hümanizmi güya Helen dünyasından gelir.
Diğer yandan, Yeni Platonculuk, Saint Agustin ve Thomas Agusnas'ın
( Akinolu Thomas) etkileri ile Helen düşüncesi Hıristiyanlığın içine sokulmuştur.
Bunun sonucunda, Sokrates'in ölümü İsa'nın ölümüne benzetilir.
‘ RUHUN ÖLÜMSÜZLÜĞÜNÜ ’ savunduğu
için Hıristiyanlıktan önce Hıristiyanlığın müjdecisi sayılır. Aynı zamanda,
gerçeği savunma uğruna, düşünceleri için idama mahkum edildiğinden, düşünce özgürlüğü
ve demokrasi şehidi olarak da kabul edilir.
Ancak idama mahkum
edilmesine neden olan düşüncelerin ve
gerçeğin neler olduğu bu güne kadar net olarak anlaşılmamıştır.
Orta yaşlarına kadar, yoksul ve garip bir yaşam süren Üstad, karısı Ksantip'i boşayıp zengin bir oligark ailesinin kızını alınca sınıf atlar.
Orta yaşlarına kadar, yoksul ve garip bir yaşam süren Üstad, karısı Ksantip'i boşayıp zengin bir oligark ailesinin kızını alınca sınıf atlar.
O artık oligarşinin
savunucusu, Atina'daki demokrasinin düşmanıdır.
Bu arada Atina - Sparta savaşında Atinalılar yenilir ve Sparta'nın himayesinde Atinalı 30 Tiran'dan oluşan yeni bir meclis kurulur. Tiran'lar halka zulmederken Üstad Sokrates onların savunucusudur.
Bu arada Atina - Sparta savaşında Atinalılar yenilir ve Sparta'nın himayesinde Atinalı 30 Tiran'dan oluşan yeni bir meclis kurulur. Tiran'lar halka zulmederken Üstad Sokrates onların savunucusudur.
Hatta son sözleri dahi:
"- Kriton'a bir adak için söz vermiştim, unutma adağımı yerine getir!" ( Kriton 30
Tiran'dan biridir ) olur.
30 Tiran, Sparta ordusunun Akropol'deki garnizonunun yardımı ile anayasa'yı çiğneyerek 8 ay iktidarda kalır. Kentte korkunç bir terör estirip, kan dökerler.
Atina bağımsızlığına kavuşunca Sokrates’in ihaneti unutulmaz, vatana ihanetle yargılanmak istenir, ancak Sparta'nın baskısıyla bir genel af ilan edildiğinden, başka nedenlerle yine yargılanır ve ölüme mahkum edilir. Üstad 80 yaşına merdiven dayamış bir pir-i fani olduğundan idamı ertelenir. Aslında bu bir simgesel cezadır, Atinalılar ellerini bir hainin kanı ile kirletmek istemezler.
Tüm Helen'ler gibi Tragedya düşkünü Sokrates de kendine dramatik bir ‘son perde’ hazırlar ve öğrencileri kucağında iken ( üstadların Akademialarında dersler böyle kucak kucağa verilirdi) baldıran zehri içerek hayatına son verir.
Atina demokrasisi 300 bin kişilik kentte, sadece 15 bin kişinin oy kullandığı göstermelik bir demokrasi idi. Ona dahi ihanet eden, günümüzde bile,
’ yalın ayak, başı kabak Sokrates ‘ adlı tiyatro eserlerine konu olan Sokrates, batı dünyası tarafından düşünce ve demokrasi şehidi haline getirilmiştir..
Sokrates ölüme mahkum edilip hücresine doğru götürüldüğü sırada karısı arakasından bağırır:
30 Tiran, Sparta ordusunun Akropol'deki garnizonunun yardımı ile anayasa'yı çiğneyerek 8 ay iktidarda kalır. Kentte korkunç bir terör estirip, kan dökerler.
Atina bağımsızlığına kavuşunca Sokrates’in ihaneti unutulmaz, vatana ihanetle yargılanmak istenir, ancak Sparta'nın baskısıyla bir genel af ilan edildiğinden, başka nedenlerle yine yargılanır ve ölüme mahkum edilir. Üstad 80 yaşına merdiven dayamış bir pir-i fani olduğundan idamı ertelenir. Aslında bu bir simgesel cezadır, Atinalılar ellerini bir hainin kanı ile kirletmek istemezler.
Tüm Helen'ler gibi Tragedya düşkünü Sokrates de kendine dramatik bir ‘son perde’ hazırlar ve öğrencileri kucağında iken ( üstadların Akademialarında dersler böyle kucak kucağa verilirdi) baldıran zehri içerek hayatına son verir.
Atina demokrasisi 300 bin kişilik kentte, sadece 15 bin kişinin oy kullandığı göstermelik bir demokrasi idi. Ona dahi ihanet eden, günümüzde bile,
’ yalın ayak, başı kabak Sokrates ‘ adlı tiyatro eserlerine konu olan Sokrates, batı dünyası tarafından düşünce ve demokrasi şehidi haline getirilmiştir..
Sokrates ölüme mahkum edilip hücresine doğru götürüldüğü sırada karısı arakasından bağırır:
-
Sokrates’
seni haksız yere idama edecekler!
Bilge Sokrates geriye
döner ve karısına şu yanıtı verir.
-
Ne yani:
haklı yere idam etselerdi daha mı iyi olurdu?
---
Ayrıca Kıbrıslı Zenon’dan
( Sokratesin öğrencisi ) Üstadın saklandığı yeri söylemesini isterler. Muhbirlik
yapmasını isterler.
Zenon ise hocasının
yerini söylememek için kendi dilini keser.
Bu eylem de sadakatin
simgesi olarak anılır.
Damokles'in Kılıcı
Olay M.Ö. 4. yüzyılda Sicilya'da, Archimedes'in memleketi Syrakousai'de geçer.
Syrakousai'de o dönemde tiran II. Dionysos hüküm sürmektedir.
Damokles, Dionysos'un etrafındaki dalkavuklardan biridir. Bir gün Dionysos'a hükümdar olduğu için ne kadar talihli bir kişi olduğundan ve herkesin onun yerinde olmayı ne kadar çok istediğinden bahseder.
Damokles' e bir ders vermek isteyen Dionysos, ona çok özendiği hükümdarlık pozisyonunun tadını çıkartabilmesi için bir günlüğüne yer değiştirmeyi teklif eder.
Damokles teklifi kabul eder ve akşam şerefine bir şölen düzenlenir.
Kafasında tacı, ihtişamlı giysileri içinde masanın başına oturan olan Damokles için şölen çok güzel başlar. Fakat gecenin ilerleyen saatlerinde tavandan başının tam üzerine bir kılıcın sarkmakta olduğunu fark eder.
Bu keskin kılıç tavana sadece her an kopabilecek tek bir at kılı ile tutturulmuştur.
Hükümdar olmanın sürekli ölüm riski ile birlikte yaşamak anlamına geldiğini gören Damokles, hemen orada hükümdar olmaktan vazgeçer.
Böyle ‘ölümsüz ruhlara’ da pes
doğrusu!
Murat Şahin 2009
Kaynakça:
- Kerem
Göksel; felsefe üzerine yazışmalarından.
- Vural Yiğit, Heraklitos üzerine
yazılarından.
- Eser Coşkun, Anadolu uygarlıkları
yazılarından
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.