HİNT-AVRUPALILAR VE DİLLERİ (İNDO-GERMAN DİLLER)
Kuşkusuz diller olmasaydı uygarlıklarda olmazdı.
Büyük uygarlıklar ise zengin ve yaratıcı
diller sayesinde gerçekleşir ve gelişir.
Son elli yıldır dilbilimde tüm dillerin evrensel bir
dilbilgisine sahip olduğu kuramı yaygındı. Bu görüşe göre insanlar doğuştan bir
dil – konuşma içgüdüsü vardı ve bu sayede çocuklar konuşmayı çok çabuk
öğreniyorlardı. Oysa dünya üzerinde konuşulmakta olan yaklaşık 7000 dil
üzerinde sürdürülen ayrıntılı çalışmalar, her dilin kendine özgü dilbilgisi
kuralları olduğunu ve bu dil çeşitliliğinin insan beyninde farklılaşma
yarattığını ortaya koyuyor. Dolayısıyla yok olan her dil ile birlikte
insanlarda düşünce çeşitliliği de ortadan kalkıyor.
DİLLER NASIL YARATILDI?
Konuşulan diller hakkında bilgi edindikçe farklılıklar
birer, birer ortaya çıkıyor. Bazı dilbilimciler bunları istisna olarak kabul
ederken, Evans ve Levinson bunların istisna değil, kabul edilmesi gereken
önemli farklılıklar olarak değerlendiriyorlar. Bu iki dilbilimciye göre
dillerdeki çeşitlilik temelinde açıklanmalıdır. Bu amaçla öne sürdükleri
kuramlarını Behavioral and Brain Sciences isimli dergide ( vol.32. p.429)
açıkladılar.
Eğer diller ortak bir kurallar silsilesine
uymuyorlarsa, nasıl yaratılmış olabilirler?
“ Evrensel kurallar yerine dillerin tekrar, tekrar
kullanarak benimsediği standart çözümler üretilir ve böylece dillerin ana
hatları belirlenmiş olur.”
diye konuşan Evans ve
Levinson, dilin kompleks (karmaşık) bir sistem olduğunu ve çok sayıda faktörün
etkisi altında şekillenmiş olduğunu ileri sürüyorlar. Bu faktörlerin başında
kültür genetik ve tarih geliyor. Bu
görüşe göre bir dilde evrensel özellikler değil, evrensel eğilimler vardır.
Dolayısıyla zayıf ve güçlü
eğilimlerin karışımı dil denilen “
biyo-kültürel “ hibridi yaratır. Evans
ve Levinson pek çok dilde gözlenen ortak
özellikleringüçlü eğilimlerin bir araya gelmesinden kaynaklandığını öne
sürüyorlar.
Çeşitli faktörler dilleri
benzer bir doğrultuda tutuyor.
Bu faktörlerin başında ise
beynin yapısı, konuşmanın biyolojisi ve iletişimin yararları geliyor.
Zayıf eğilimler ise farklı dillerdeki aykırı
özellikleri oluşturuyor.
EVRENSEL DİL KURALLARINA UYMAYAN İSTİSNALAR.
Evrensel dilbilgisi tezinin
ortaya atılmasından bu yana dilbilimciler çok sayıda dil kuralı tespit ettiler.
Bunların evrensel bir niteliğe sahip olması gerekirken hemen, hemen her zaman
istisnalar ortaya çıkmış ve kafaları bulandırmıştır. Örneğin; bir zamanlar hiçbir dilde sesli harfle başlayan ve
sessiz harf ile biten bir hecenin olmadığına inanılırdı; buna bağlı olarak da
hecelerin sessiz harfle başlayıp sesli harfle bittiği düşünülürdü. Bu genelleme
ancak 1999 yılına kadar sürdü. O yıllarda dilbilimciler Avustralya
yerlilerinden bir grubun konuştuğu Arrente
dilinde, sesli harf ile başlayan ve sessiz harf ile biten hecelerin
olduğunu keşfettiler. Bu dilde ayrıca sessiz harfle başlayan, sesli harfle
biten heceler bulunmuyordu.
Bir diğer genelleme de
sözcükleri bir araya getirmekteki temel kurallar ile ilgiliydi. Buna en tipik örnek her dilde dört temel
sözcük sınıfının bulunduğu varsayımıydı.
Bunlar; İSİM, FİİL, SIFAT ve
ZARFTIR.
Ne var ki son 20 yılda
yapılan çalışmalar bazı dillerde belirgin bir zarf grubu olmadığını gösteriyor.
Bu da var olan zarf sayısının çok kısıtlı olduğu anlamına geliyor. Sözgelimi
İngilizce de bu genellemeye uymaz; İngilizce herhangi bir sözcüğü zarf haline
getirebilirsiniz. Örneğin; soft’u softy
yapabilirsiniz.
Diğer bir istisna Laos’ta yaşayanların kullandığı Lao dilidir. Bu dilde sıfat
yoktur.
Daha ilginci Kuzey Amerika
yerli halklarından bir kısmının kullandığı Strait
Salish dilinde belirgin isim veya fiilin bulunmamasıdır. Bunların yerine
olayları, kaliteyi ve mevcudiyeti belirten sözcük sınıfı vardır.
DİLLER İLE İLGİLİ ESKİ DGMALAR
Dil çeşitliliğini savunan
kuram, dilbilimciler eski dogmaları yeniden inceleme fırsatı da veriyor.
Sözgelimi; dillerin tümünün kolay öğrenildiği iddiası bugüne kadar test
edilmemiştir. Evans dilleri şekillendiren değişken faktörler göz önüne alındığında,
çocukların dilde ustalık seviyesine ne zaman eriştiği konusunda bu güne dek
ciddi bilimsel araştırma yapılmadığını söylüyor. Sorgulanması gereken diğer bir
klasik dogma hepimizin küçük bir çocukken, ana dilimizin temel yapısını
mükemmel bir şekilde öğrendiğimiz ile ilgilidir. Gerçekten de evrensel
dilbilgisi fikrinin en iddialı olduğu noktalardan biri çocukların bu ustalığa
çok büyük bir ustalıkla erişmeleriydi. Oysa bazı dillerde bu ustalığa ancak
belli bir yaşa gelindiğinde ancak ulaşılabiliyor. Örneğin Avustralya’da bir
yerli topluluğun konuştuğu Bininj Gun-wok
dilinde konuşan, dinleyen ve üçüncü kişi tek bir sözcüğün içine sığdırılır. Bu
dilde “ al-do ingu “, “ Benim annem ve senin kızın ve sen, benim
anne tarafında büyük annem olan kadın.” anlamına gelir. Bu bir istisna
değildir. Bu dilde buna benzer yüzlerce yapı bulunuyor. Bininj Gun-wok dilini konuşanlar ancak yirmili yaşlarına
geldiklerinde anadillerini doğru bir şekilde kullanmayı öğrenebiliyorlar.
HİNT-AVRUPALILAR (İNDO-GERMAN) DİLLER
Şimdi dünya uygarlık
tarihinde çok büyük yeri ve önemi olan bir dil grubu ile ilgili bazı bilgileri
birlikte paylaşmayı sürdürelim.
Bu dil Hint-Avrupa (
İndo-German) dil grubudur.
“ Hint Avrupalılar” terimi Avrupa’nın büyük bir kısmında, batı Asya’nın büyük bir
parçasında ve hemen, hemen bugünkü Amerika kıtasının tamamında konuşulan diller
aile için kullanılır.
Bu dil ailesine giren
halkların ilk yerleşim yeri çeşitli varsayımlara yol açmıştır.
Bu yeri (haksız olarak) Orta
Asya (Pamir, Türkistan) diye
belirledikten sonra, tahminler Elbe
nehrinden Vistül nehrine kadar Kuzey
Almanya ovaları ile Tuna nehrinden Urallara kadar Rus stepleri arasında gezinip
durur. Ama şimdiye dek getirilen kanıtlar pek inandırıcı görünmemektedir.
Bununla birlikte Hint-Avrupa
birliği, geniş bir toprağa dağılmış, ama ortak noktaları olan sayısız kabilenin
birliği ile oluşmuştur. Ortak noktalar; Tarım, avcılık ve hayvancılık
uygulanması; toplumsal yapı ( din adamları, emekçiler, savaşçılar sıradüzeni…);
atalar kültüyle ve yıldızlara tapmalarıyla ıralanan bir din anlayışı olarak
görünür. Ancak yazıyı ( böylece uygarlaşmayı) görece olarak yakın bir çağda
tanımış olan bu toplulukların kökeni hakkında kılgın olarak çok şey bilmiyoruz.
Hint-Avrupalıların ortak
yaşam dönemi M.Ö. III. binlere kadar geri gider. Sonraki binlerin başından
itibaren dağılırlar ve yaklaşık bin yıl boyunca, giderek artan sızmalarla,
Hindistan’da Ariler, Küçük Asya’da Kassitler, Hititler, Lidyalılar,
Yunanistan’da Akha’lar, Dorlar, Minoslular, Helenler; sonra Orta Avrupa’da
Keltler, İtalya yarımadasında İtalikler ortaya çıktı. Roma İmparatorluğunun
sonunda, M.S. IV. Yüzyıldan VI. Yüzyıla kadar, Cermenler (Germanlar) Batı
Avrupa’ya yerleşesiye kadar yeni göçler süregitti. (Gamkrelidze, ve İvanoviç;
A. Martinet )
Böylece genişçe bir coğrafi
alana yayılan Hint-Avrupa dil çerçevesi bizim genellikle çok değişken tarihli
metinlerden bildiğimiz, anacak hiçbiri M.Ö. 2000’den daha geriye gitmeyen belli
sayıda lehçe öbeklerini içerir.
Hint-Avrupa dil
ailesi Dünya'nın en büyük dil
ailesidir. Yüzlerce dil
ve lehçe içerir.
Dünyada 2,5
milyarı aşkın kişinin ana dili Hint-Avrupa dil ailesine ait bir dildir. Avrupa'nın en büyük
dilleri, Güney ve Batı Asya'
dilleri, Kuzey ve Güney
Amerika ve Okyanusya'da en çok konuşulan diller Hint-Avrupa
dilleridir.
Günümüzde dünyada
en çok konuşulan 20 dilden 12si Hint-Avrupa dil grubuna aittir. Bunlar İngilizce, İspanyolca, Hintçe, Portekizce, Bengalce, Rusça, Almanca, Fransızca, Marati,
İtalyanca,
Farsça ve Urduca’dır. Ana
dili bu 12 dilden biri olan insan sayısı yaklaşık 1,6 milyardır.
Geleneksel
sınıflamaya göre bu öbekleri şu bölümler altında toplayabiliriz.
A- Hint-Ari öbeği;
Veda
dilini, Klasik Sanskritçeyi ve onların aşağıdaki modern türevlerini uğrayan
bölümlerini içerir.
a.
Batı Hint-Ari
dilleri; Urdu, Sindhi, Gucarati, Lahnda, Marathi, Racastani….gibi.
b.
Orta Hint-Ari
dilleri; Pencabi, Pahari, Hindi…gibi.
c.
Doğu Hint-Ari
dilleri; Bengali, Bihari, Oriya dili…gibi.
d.
“Çingene dilleri”
B- İran Öbeği;
Darius
ve Xerxes döneminde konuşulan Eski Farsça, Avesta dili ( Zerdüşt dili), Medce,
Kurtçe ( Kurmanci, Sorani, Gorani, Luri lehçeleri), Zaza (Dımılki) dili, Şit
dili ve İran dünyasının sayısız Ortaçağ dilleri ile modern dilleri; Sağutça,
Farsi, Pehlevi, Afgani, Paştu, Tacik dili, Beluci dili, Keşmir lehçeleri, Kafkas
Osetçesi gibi.
C- Eski Hitit İmparatorluğunun Anadolu dilleri öbeği; Neş dili,
Hurri dili, Luvi dili gibi.
D- Toharca öbeği; iki lehçeden oluşur,
a. Agne
b. Kuçe
Orta Türkistan’da M.S. V.
Yüzyılda yerleşik, Hint-Avrupa kökenli bir halk tarafından konuşulan ancak
Çinlilerin ve Türk-Moğol göçlerinin büyük baskısı altında kalarak kaybolmuştur.
Bu öbek eski tipte bir Hint-Avrupa dili özelliğini gösterir. Hititçe ve batı
dilleriyle; Yunaca, Latince, Keltce, Cermen dilleri ile akrabadır. Ayrıca
Hint-Avrupa kökenli sözcükler için soy zincirci araştırmalarında çoğu kez bu
öbeğe göndermelerde bulunulduğundan, dilbilimciler içinde büyük bir önem taşır.
E- Helen öbeği;
Dorca, Akhaca ( Arkadyaca,
Güney Kıbrıs dili), Aiolyaca, Girit-Minosca, Girit-Mikence, Homeros Yunancası,
İyonya Attika Yunancası ( Doğu Karadeniz’de konuşulan lehçede bu gruptandır),
Koine ( Helen ve Roma çağında konuşulan Yunaca) günümüz Modern Yunancası.
F- İtalca ( Latin) öbeği:
Eskiçağda Osk, Latium, ve
Umbria dilleriyle, bugünkü Roman dilleri; İtalyanca, İspanyolca, Portekizce,
Provansça, Katalanca, Fransızca, Oksitanca, Korsikanca, Arbitanca, Umbriyaca,
Oskanca, Faliskanca, Sardca, Reto-Romaca ve Romence dilleri temsil eder.
G- Kelt dilleri öbeği; iki
alt kategoriye ayrılır.
a- Kıta kelt dilleri; Galce
b. Yarımada Kelt dilleri;
bunlar arasında Briton dillerinden türeyenler; Bretonca, Galce, Cornwel dili ve
Gael dillerinden türeyenler; İrlandaca, Manx Adası dili, İskoç Gaelcesi gibi
dillerden oluşmaktadır.
H- Cermen ( German) dilleri öbeği; üç alt
kategoriye ayrılır.
a. Doğu tipi Cermen dilleri;
Gotça
b. Kuzey tipi Cermen dilleri;
Eski İzlanda dili, Norveççe, İsveççe, ve Danca ( Danimarka dili)
c. Orta ya da Batı tipi Cermen
dilleri; Yüksek ve aşağı Almaca ( eski, orta, modern), Hollanda dili (
Flamanca), Frizland dili, Eski Saksonca, Anglo-Saksonca ( yada eski İngilizce),
Anglo-Amerikanca, Modern İngilizce gibi diller.
I- Slav dilleri öbeği; Eski ve yeni
Slav dilleri aşağıdaki üç alt gruptan toplanır.
a. Doğu Slav dilleri; Rusça,
Beyaz Rusça, Ukraina dili, Kraina dili.
b. Batı Slav dilleri; Polonyaca
( Leh dili ), Çekce, Slovakça
c. Güney Slav dilleri;
Sırpça, Hırvatça, Boşnakça Slovence, Bulgarca dilerinden oluşur.
K- Baltık dilleri öbeği;
Batlıkça, Letonca, Litvanyaca
ve Eski Prusya dili.
L- Arnavutça öbeği; iki lehçeden oluşur.
a. Toskça
b. Gegce
M- Trakça-Frigce öbeği;
Balkanlarda Trakça, Makedonca
(Bulgarca lehçesi) ve Küçük Asya’da
Frigce konuşulur.
N- Dalmaçya dil öbeği; üç
kategoriden oluşur.
a. Dalmaçya dili,
b. Venetçe
c. İllirce ( Eski Arnavutça)
O- Ermenice öbeği; iki kategoriden oluşur.
a. Batı Ermenicesi;
Türkiye’de, Lübnan’da ve Diasporada konuşulur.
b. Doğu Ermenicesi;
Ermenistan ve İran’da konuşulur.
P- Son olarak Gürcü- Laz ( Megrel), Adige ( Çerkez) dil
öbeğini de bu büyük dil grubu altında
tasnif etmek ne kadar doğru olur ayrı bir uzmanlık işidir.
Bana kalırsa bu kategorilere
sadece yaklaştırmak daha doğru olur.
Gürcüce ( Kartuli
ena), bir Kafkas halkı olan Gürcülerin
konuştuğu dil.Gürcistan’ın resmî ve öğretim dilidir. Modern Gürcüce, Kartli diyalekti (Doğu Gürcücesi) temelinde gelişmiş ve V. yüzyıldan itibaren Gürcü
edebiyatının tek dili olmuştur.Gürcistan’da yaşayan 4 milyon kişinin (nüfusun yüzde 83’ü) asıl dilidir. Ayrıca yurtdışında, Türkiye, İran, Azerbaycan, Rusya, ABD ve Avrupa’da 500.000 kişi Gürcüce konuşur. Gürcüce, Gürcülerin etnografik gruplarının, diğer Güney Kafkas dilleri olan Svanca, Megrelce ve Lazca konuşan halkın da edebiyat dilidir. Öte yandan Gürcistan Yahudilerinin konuştuğu ve Gruzinik veya Kivruli olarak adlandırılan dili de Gürcistan’da 20.000 kişi ve ayrıca başka yerlerde 65.000 kişi (İsrail’de 60.000 kişi) konuşmaktadır.
Sınıflandırma
Gürcüce
Güney Kafkas dillerinin en yaygın dilidir.
Güney Kafkas dilleri ise Gürcüce ile birlikte Svanca
(Gürcistan’ın kuzeybatı kesiminde, Svaneti’de
konuşulur), Megrelce
(Gürcistan’ın batı kesiminde, Samegrelo ve Abhazya’da konuşulur) ve Lazca’dan (çoğunluğu Türkiye’de
olmak üzere Karadeniz
kıyısında konuşulur) oluşur.
Şiveleri
Gürcüce’nin
başlıca diyalektleri şunlardır: İmereti diyalekti,
Raça-Leçhum diyalekti, Guria diyalekti, Acara
diyalekti, İmerhev diyalekti (Türkiye’de konuşulur), Kartli diyalekti,
Kaheti diyalekti, İngilo diyalekti (Azerbaycan’da
konuşulur), Tuş diyalekti, Hevsur diyalekti, Mohev diyalekti, Pşav diyalekti,
Mtiul diyalekti, Fereydan diyalekti (İran’da konuşulur), Meshet diyalekti.
Gürcücenin, Lazca ve Megrelce’den İÖ
1. binyılda ayrıldığı sanılır. Dilbilimceler (Örnek; G. Klimov, T. Gamkrelidze,
G. Maçavariani), ortak bir dilden ayrılan ilk dilin Svanca olduğunu ve
bu ayrılmanın İÖ 2. binyılda gerçekleştiğini belirtirler.
Gürcüce, zengin bir edebiyat
geleneğine sahiptir. Günümüze ulaşan Gürcüce en eski edebi metin, Jakob
Tsurtaveli’nin 5. yüzyılda yazdığı “Kraliçenin,
Azize Şuşanik’in Çilesi”dir (Tsamebay tsmindisa Şuşanikisi, dedoplisa).
Gürcü ulusal destanı “Kaplan Postlu
Kahraman” (Vephistqaosani) ise, Şota
Rustaveli tarafından 12. yüzyılda yazılmıştır.
Gürcü dilinin diğer Kafkas
dilleriyle Akrabalığı
Kuzey Kafkas dilleri
a. Kuzeybatı Kafkas dilleri:
- Ön Ubıh - Abhaz:
Ubıhça
- Abhazca ( Abazaca)
- Ön Çerkez: Adığece (Batı
Çerkesce) ve Kabartayca (Doğu
Çerkesce)
b. Kuzeydoğu Kafkas dilleri:
- Nah dilleri
(Çeçence,
İnguşça
ve Batsça)
- Dağıstan dilleri (Avarca - Andice
- Didoca,
Lakça, Lezgice ve Dargice)
c. Güney Kafkas ( Kartveli) dilleri;
- Gürcüce ve Gürcücenin Lehçeleri,
- Zan dili: Lazca ve Megrelce
- Svanca
R- Antik Anadolu
dilleri
Hint-Avrupa dillerinin en
eski ve en erken soyu tükenmiş koludur. Kökleri M.Ö. 18. yüzyıla dayanır.
Kaynakçalar
1)
Rakamların Evrensel Tarihi, Georges Ifrah
– I. Cilt ( Bir Gölgenin Peşinde ) TÜBİTAK yayınları
2)
Gürcü Dili ve Tarihi; G. Klimov, T. Gamkrelidze, G. Maçavariani
3) Reyhan Oksay; Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi ( Diller yok oldukça,
düşünce zenginliği kayboluyor.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.