Ayyarlar


A AYYARLAR  - ANADOLUDA AHİLİĞE BENZER SOSYAL KURUMLAR
Anadolu'da yoğun bir şekilde yaygın olan Ahilik anlayışı gibi sosyal kurumlar diğer İslâm coğrafyasında da görülmektedir. İslâm coğrafyasında kurumlar arasında o kadar çok benzerlikler bulunmaktadır ki, bazı araştırmacılar bunları birbirinin devamı biçiminde algılamaktadırlar. Esasında bu algılama tarzı göz ardı edilemez. Zira etkileşim halinde bulunan toplumlarda sosyal kurumlar ilke ve kurallarıyla birbirlerini etkilerler. Bu anlayıştan hareketle Ahiliğe benzeyen sosyal kurumlar şunlardır:
-     Ayyarlar ( dost olanlar, güvenilenler ),
-     Şatırlar ( güler yüzlü, şen, samimi, dost ),
-     Rindler ( çoğulu Runud – iyiler )
-     Gaziler ( askerler, savaşçılar, yurt savunucuları ),
-     Alpler ( yüce amaçlara hizmet edenler),
Ayyarlar örgütü

- Abbasi hanedanının 1135-1144 yılları arasındaki dönemde İran’da 9 yıl boyunca mücadele (terörist faaliyetler) gösteren, Ayyarlar adı altında gizli ve sistemli bir örgüt ortaya çıktı.
- Zerdüştlük kökleri olan ve temel felsefeleri korku, güç ve terör kullanarak dönemin Arap hakimiyetine son vermek olan Ayyarların bir çok kural ve düzeni günümüz gizli kurumlarına ile benzerlikler göstermektedir.
- Ayyarlar örgüte alınmakla pantolon giymeye başlarlardı ki bu giyim tarzı at süren ve savaşçı özelliği olan İranlıları, zamanın Arap giyimini tercih edenlerden ayırt ediyordu.
- ‘İşlemeli Apron’ Ayyarların kıyafetlerinin değişmez parçasıydı.
- Örgüte alındıktan sonra beyaz ve işlemeli bir önlük takmaya başlıyorlardı
- Örgüte giriş töreninde Ayyar adayı örgüt üyeleri tarafından giydirilirdi.
- Toplantılarda hep beraber az tuz katılmış su içerlerdi.
- Sert davranış tarzlarına karşın şeref, namus ve aile kavramlarına çok önem verirlerdi.
- Örgüt tarafından verilen görevi yerine getirmeyen Ayyar, kendi toplum tarafından kesin olarak dışlanırdı. 
- Ciddi söz ve yeminlerle gizliliği korurlardı.
- Söylemleri ‘Hürriyet – Musavat ( Özgürlük-Eşitlik )’ ikilisi idi.
- Aralarındaki sorunlar devlet mahkemeleri yerine kendi örgütlerine ait mahkemelerde çözümlenirdi.
Ahi kelimesinin; Ayyâr, Şattar, Rind ve Gazi kelimelerinin eş anlamlısı olduğu ileri sürenler bulunmaktadır. (1)
Bu görüş yukarıda adlarını saydığımız kurumlar arasında bir bağlantı kurmamızı sağlar. Ahiliğin Azerbaycan ve Maveraünnehir bölgelerinde çeşitli yollarla yayılışı bu anlayışı kuvvetlendirmektedir. (2)
Aynı görevi gören sosyal ve dinî kurumların farklı toplumlarda değişik adlar ile ortaya çıkmaları doğal bir durumdur. Bu zümreler aynı uygarlığı paylaşan toplumlarda ortaya çıkınca aralarındaki benzerlik artar. Bunun içindir ki; Ayyâr, Şattar, Rind, Civanmert, Gazi ve Ahilerin oluşturdukları sosyal zümrelerin birbirinin benzeri olmaları ve birbirlerinden etkilenmeleri tabiidir.
Ayyarlar, Şatırlar İran'da ortaya çıkmış sosyal bir kurumdur. Bu kurumun fütüvvetten etkilendiği ve bunların liderlerine Ayyar (Civanmert) denildiği kabusnâmede geçen; (3 )
".... ayyarlar arasında civanmert oldular ki anda bir nice türlü hünerler ola. Ve her iş'te sabırlı ola, va’disinde gerçek ola ve pâkdamen ( temiz etekli, elbiseli ) ola ve gönlü arı ola ve kendi assısı için kimsenin ziyanın istemeye, belki dostları assısı için kendinin ziyanı olursa reva ola...." (4 ) söyleminden anlaşılmaktadır. Kabusnâme'de geçen civanmert tipi ile Ahi arasında büyük bir benzerlik bulunmaktadır.
Aynı benzerlik "Ahilik" ve "Alplik" kavramları arasında da kurulabilir. Kavramlar arasında benzerliği, hatta ayniyeti Köprülü şu şekilde açıklamaktadır:
"Ahi teşkilatı yalnız şehirlerde değil, köylerde, uçlarda da vardı. Hatta bu suretle Alpler teşkilatı ile de temas ederek, ona da hülul ettiği için hem Ahi hem Alp sıfatını taşıyan, yani her iki zümreye de birden mensup olan kişilere tesadüf ediyoruz" (1 )
Yukarıdaki açıklamadan da anlaşıldığı gibi "Ahi" ve "Alp" kavramları birbirinin tamamlayıcısı, benzeri durumundadır. Nitekim Alp; eski ve yeni birçok Türk Lehçelerinde; kahraman, cesur, yiğit, zorlu anlamlarına gelen bir kelimedir ki, şahıs adı olarak kullanıldığı gibi, bir sıfat, bir unvan ve kabile teşkilatı için de, askerî bir asalet kurumunun adı olarak da kullanılmıştır.
Alpler İslâmiyet'ten önce de Orta Asya'da yaygın sosyal bir kurumun liderleri, yani önderleridir. Alpler, Ahiler gibi mert, eli açık, gözü pek, cesur ve savaşçı bir ruha sahip kişiler olarak kabul edilir. Türklerin İslâmiyet'i din olarak kabulünden sonra Alpler, bu dini tebliğ edenlerden olmuşlardır. Alplerin İslâm dinini tebliğ ediciliğine dönüşümleri, onların, savaşçı ruhu ile İslâm'ın cihat ülküsünün kaynaşmasıyla izah edilir.
Oryantalistlerden Barthold, bu durumla ilgili şu bilgiyi vermektedir:
"İslâmiyet'ten önceki Türk Alpleri İslâmiyet'in cihat ve gazâ mefhumları Türkler arasında yerleştikten sonra, önce Alp-gâzi, yani Müslüman-Türk kahramanı mahiyetini almışlar, tasavvuf cereyanı ve muhtelif tasavvuf tarikatları halk arasında yerleşince de Alp-erenler yani savaşçı dervişler şekline girmişlerdir." (5 )
Ahiliğe benzeyen kurumlardan birisi olan Rind'ler, Ayyârlar gibi İran'da yaygın sosyal bir zümredir. Ancak, bunlar da fütüvvetle o derece kaynaşmışlardır ki, Anadolu'da rind, fetâ anlamında kullanılması sonucunu ortaya çıkarmıştır.
Rindlerin, Ahi'nin emrinde olan müridler olduğunu ileri sürenlere de rastlanmaktadır. (6)
Sonuç olarak, toplum yaşamında var olduğu her yerde aynı amaca yönelik çalışma yapmakla birlikte farklı adlar altında çalışma yapan sosyal kurumlar oluşması doğaldır.
Bu nedenledir ki, benzer amaçlara sahip olanlar; Ayyârlar, Rindler, Alpler ve Ahîler, aynı uygarlığın farklı toplumlarında ortaya çıkan ve birbirine benzeyen sosyal kurumlardır denilebilir.
Kaynaçalar

1) Köprülü, M.F., a.g.e., 1972, s.154
2) Şapolyo, E.B., "Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi", İstanbul, 1964, s.207
3) Kuşeyrî, a.g.e., 1978, s.326
4) Keykavus, a.g.e., 1944, s.377
5) Zikreden, Köprülü, M.F., "İslâm Medeniyeti Tarihi", Ankara, 1963, s.348
6) Ahmet Eflakî, "Ariflerin Menkibeleri", (Çev. T. Yazıcı) Cilt 2, Ankara, 1973, s.74
7) Veysi Erken; Bir örgütlenme Modeli Ahilik

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

İnsan doğuştan kötü müdür?

İnsan doğuştan kötü müdür? “ Her ne arar isen, kendinde ara.” Hacı Bektaşı Veli ” Kendisini olduğu gibi kabul etmeyen tek varl...